Kıl Dönmesi Nedir, Neden Olur, Nasıl Tedavi Edilir?

 

                                                       Kıl dönmesi nedir?

Tıptaki adı pilonidal sinüs tür. Cilt altında bulunur, içinde kıl bulunan bir kese, yada deliklerle cilde açılan tünel şeklindedir. Sıklıkla her iki kalçanın birleştiği oluğun üst kısmında görülür. Başlangıçta 1 santimetreden küçüktür. Zamanla büyür, tüneller şeklinde ilerleyerek cilde fistül delikleri ile açılır. 10-15 santimetre uzunluğunda olabilen tüneller 5-10 adet iltihaplı akıntılı fistül deliği ile cilde açılan büyük zor tedavi edilebilen bir hal alır. Bu nedenle erken dönemde tedavi çok önemlidir.

Kıl dönmesi nasıl anlaşılır?

Kıl dönmesi başlangıçta hiç belirti vermez, bu dönemde anlaşılması çok zordur. Kuyruk sokumu üstünde iğne ucu kadar ince bir veya daha fazla sayıda delik dışında bulgu yoktur. İltihaplanıncaya kadar başka belirti vermez. İltihaplanınca ağrı ve deliklerden akıntı yapmaya başlar. Hastalar tarafından sivilce zannedilir. Bazen iltihap birikir, çok ağrılı, kızarık ve şiş görünen apseye neden olur. Her iki kalçanın birleştiği çatal diye tabir edilen bölgede kızarıklık, şişlik, ağrı ve akıntı olduğunda kıl dönmesi akla gelmelidir. Bu durumda hastalık iyice kötüleşmeden tedavi edilmelidir.

Kıl dönmesinin belirtileri nelerdir?

 -Kalça çatalında ağrısız ince delikler
– Kalça çatalında ağrı
– Cilt altında hassas şişlik
– Cilte kızarıklık
-Fistül delikleri ve kötü kokulu iltihaplı akıntı
– Kanlı akıntı
– Ateş yükselmesi
Kıl dönmesi nasıl teşhis edilir?

Yukarıdaki belirtiler görülen hastaların tecrübeli cerrahi uzmanı tarafından muayene edilmesi ile kesin tanı konur. Muayene dışında herhangi bir tetkike çok nadiren ihtiyaç duyulur.

Kıl dönmesi nasıl olur?

Pilonidal sinüs hastalığının sebebi tam açık olmamakla birlikte vücuttan dökülen kılların cildi delerek içeri girmesi ile olduğu düşünülmektedir. Araştırmalarda sinüsün içindeki kılların başka yerden geldiği ispatlanmıştır. Yinede kalça bölgesinde oluşmasını kolaylaştıran bazı faktörler vardır.

Riski arttıran faktörler;
– Şişmanlık
– Aşırı kıllı olmak
– Kılların kaba ve kıvırcık olması
– Ciltte zedelenme
– Kalça yarığının derin olması
– Kalça yarığında gamze gibi girinti olması
– Uzun süre oturmayı gerektirecek meslekler
– Traktör jeep kullanma gibi sürekli sarsıntılı oturma
– Bölgenin yeterince temiz tutulmaması ve nemli kalması

Yukarıdaki faktörler kıl dönmesi olma riskini arttırmaktadır. Kıl dönmesi olan hastaların dörtte birinde ailesinde başka bir kıl dönmesi vakası olduğunun saptanması ailevi yatkınlık olduğunu düşündürmektedir.

kıl dönmesi tedavisi

 

Kıl dönmesi  Nasıl Tedavi Edilir?

Pilonidal sinüs tedavisi hastalıklı dokunun cilt altından veya cilt ile beraber tamamen çıkarılması prensibine dayanır. Bunun için tanımlanmış cerrahi veya girişimsel onlarca tedavi yöntemi uygulanmaktadır. Klasik cerrahide büyük kesilerle sinüs ile birlikte geniş bir doku parçası çıkarılır. Çıkarılan bu doku parçasının büyük kısmı sağlam dokudur. Oluşan büyük yara boşluğunun kapatılması zor, iyileşmesi uzun ve zahmetli olur. Ayrıca kalçada ciddi bir iz ile estetik açıdan çirkin bir görünüme sebep olur.

Oysa pilonidal sinüs hastalığı erken dönemde birkaç santimden küçüktür. Erken dönem hastaların çoğu birkaç santimetrelik küçük kesilerle çıkarılabilir. Böylece hem yara çabuk iyileşir hem de ciddi bir iz kalmaz.

Girişimsel (ameliyatsız) tedavi yöntemlerinde fistül deliklerinden sinüsün içeriği iyi temizlenip kazınarak çıkarılır ve içeriğine ablasyon ( Lazer- sinüsotomi) uygulanırsa başarı ile tedavi edilebilir, tedavi sonrası neredeyse hiç yara izi kalmaz, ayrıca böyle bir tedavi sonrası istirahate ihtiyaç olmaz.

Kıl dönmesinin cerrahi olmayan (girişimsel) tedavi yöntemleri;

    Lazerle Kıl Dönmesi Tedavisi;

Lokal yada genel anestezi altında sinüs deliklerinden girilip sinüs içeriği kazınarak temizlenir, sonrasında lazer probu ile içine girilir yeterli dozda lazer uygulanarak ablasyon yapılır ve pansuman ile kapatılır. İşlem 10-15 dakikada tamamlanır, hasta iyice uyandığında aynı gün eve gönderilir, yatak istirahatine ihtiyaç duyulmaz. Sinüsün büyüklüğüne göre 2-4 haftada pansuman ile iyileşir. Kesi ve dikiş yoktur, yara izi kalmaz, estetik açıdan çok iyi sonuçlar alınmaktadır. Tedavi esnasında herhangi bir doku kaybı olmadığı için nüks etmesi halinde kolaylıkla tekrar uygulanabilir.

   Sinüsotomi ile pilonidal sinüs tedavisi:

Pilonidal sinüs fistül delikleri lokal anestezi altında 4-5 milimetreye kadar genişletilip sinüs içeriği tel fırça ve küretle kazınarak temizlenir. Kalıntı doku için gümüş nitrat uygulanır ve yara dikiş atılmadan pansumanla kapatılır. Yara ortalama 2 haftada kapanır, istirahat gerekmez. İyileşince yara yerinde  hemen hemen hiç iz kalmaz. Uygun vakalarda başarılı bir yöntemdir, lazer yöntemi ile kombine edilerek uygulanabilir, tekrarlaması halinde kolaylıkla tekrar uygulanabilir.

Ayrıca Fibrin glue yöntemi, fenol yöntemi, laparoskopik yöntem ile tedavi gibi benzer girişimsel uygulamalar da kullanılmaktadır.

Girişimsel tedavi yöntemlerinin en büyük avantajları lokal anestezi altında ayakta uygulanması, tedavi sonrası istirahat gerektirmemesi ve yara yerinde belirgin bir yara izi kalmamasıdır.

Kıl dönmesinin cerrahi tedavi yöntemleri;

1- Mikrosinüsektomi:

Bu tedavi yöntemi aslında klasik cerrahide uygulanan sinüs eksizyonu ve primer kapatma yönteminin iyice küçültülmüş ve gereksiz yere sağlam doku çıkarılmadan uygulanmasıdır. Erken dönem Pilonidal sinüs hastaları 1-2 santimetrelik kesilerle çıkarılıp primer sütür ile kapatılabilmektedir. Yara küçük olduğundan çabuk iyileşir, yatak istirahati gerekmez, yara yerinde ciddi bir iz kalmaz. Geç kalınmış büyük, birçok fistülü olan hastalara uygulanamaz.

2- Sinüs Eksizyonu Ve Primer Sütür:

Pilonidal sinüsün her iki tarafından eliptik 8-10 cm lik büyük kesilerle çıkarılıp kalan yaranın dikilmesi şeklinde uygulanır. Uzak olan yara dudaklarının sütürlerle yaklaştırılması ciddi gerginlik yarattığından ameliyat sonrası çok şiddetli ağrı olur. 2-3 haftalık genellikle yüzü koyun yatak istirahati gerekir, kötü görünümlü bir yara izi kalır. Hastalığın tekrarlama oranı yüksek olduğundan artık sık kullanılmamaktadır.

3- Sinüs Eksizyonu ve Açık Bırakma Yöntemi:

Pilonidal sinüs geniş bir kesi ile çıkarılır. Oluşan yara boşluğu pansumanlarla iyileşmek üzere dikiş atılmadan açık bırakılır. Yaranın kapanması 3-5 ay kadar sürebilir. Bu kadar uzun süreli açık yara bakımı ile hastaların meşgul edilmesi çok makul görünmemektedir. Mecbur kalmadıkça uygulanması önerilmez.

4- Karidakis Yöntemi:

Bu yöntem primer eksizyondakine benzer kesilerle sinüs çıkarılır ancak kesiler farklı olarak orta hatta değil orta hattın sağında veya solunda uygulanır. Kapatırken primer kapatılmaz. Yaranın orta hatta kalan tarafı cilt altından kaydırma flapi şeklinde serbestleştirilir. Böylece yara dudakları kolayca çekilip yaklaştırılarak gergin olmadan kapatılabilir. Ameliyat sonrası ağrı daha az olur, daha kısa sürede iyileşir. Nüks oranı primer kapamaya göre daha düşüktür.

5- Flap Yöntemleri:

Bu grup ameliyatların prensipleri aynı fakat şekilleri farklıdır. Pilonidal sinüs uygun bir geometrik şekille kesilerek çıkarılır. Aynı geometrik şekilde yara yerinin yanından bir cilt cilt altı dokusu serbestleştirilerek sinüsün çıkarıldığı yara boşluğuna çevrilip kapatılır.

 

Ramboid flap ameliyatı:

Pilonidal sinüsü içine alan baklava şeklinde bir dörtgen parçası kesilerek sinüs sağlam doku parçası ile birlikte çıkarılır. Yan tarafından yine baklava şeklinde bir doku parçası cilt altından kesilip serbestleştirilerek oluşan boşluğa çevrilir ve boşluk kapatılır. En sık kullanılan tedavi yöntemlerinden biridir.

Z-plasti, D flap ve Yonca flap;

Bu gibi yöntemlerde flap in benzediği görünüme göre isim alan ve aynı prensiple uygulanan diğer flap yöntemleridir. Bu yöntemler sık uygulanmamaktadır.

Flap yöntemlerinin tümünde çirkin görünümlü bir yara izi kalmaktadır.

 

Op. Dr. Nizam Kurtdere © 2017